
Petrokimya Sektörünün Ham Maddeleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler
SOCAR Türkiye Rafineri Petrokimya İş Birimi Pazarlama Müdürü Dr. Mevlüt Çetinkaya sizin için yazdı.
Sanayi sektöründe ham madde, maliyetlerin yaklaşık yüzde 80’ini oluşturuyor. Bu nedenle sanayinin rekabet gücünü belirleyen en önemli faktörlerin başında ham madde çeşitliliği ve maliyetleri geliyor. Petrokimya sektörü ise sağladığı ara mallar ve ham maddeler sayesinde sanayinin bel kemiği konumunda. Bu açıdan petrokimya sektörünün nasıl çalıştığını, hangi kaynakları kullandığını, yıllar içindeki gelişimini bilmek önemli.
Petrokimya, doğadaki ağır ve uzun zincirli karbonları yüksek ısı ve basınç altında temel kimyasal yapı taşlarına ayırarak plastik, gübre, elyaf gibi çeşitli ürünlere dönüştüren bir endüstridir. Bu nedenle karbon dünyası olarak da tanımlanır. Doğada bulunan karbon yoğun çok çeşitli bitki ve fosil malzemelerden elde edilen ürünler petrokimyasal işlemler sırasında ham madde olarak kullanılır.
Petrokimya endüstrisinde ham maddenin ne kadar önemli olduğunu anlamak için sektörün gelişimine bakmak gerekir. Petrokimya sanayisi, İkinci Dünya Savaşı sonrası teknolojinin geliştirdiği ABD, Avrupa ve Japonya gibi ülkeler tarafından kuruldu. Bunun temel nedeni, gelişen teknolojilerde kullanılan malzemelerin pek çoğunun petrokimya sektörü tarafından karşılanmasıdır.
Dünyanın en derin krizlerinden birisi olan 1973 Petrol Krizi’nde petrol fiyatları 1,8 dolardan 12 dolara çıkınca petrokimya sektöründe petrolden elde edilen nafta ham maddesi çok önemli bir hale geldi. Bununla birlikte petrol fiyatlarındaki artış, bu dönemdeki petrokimya yatırımlarını bol miktarda ham madde kaynaklarına sahip olan Ortadoğu ve Körfez ülkelerine kaydırdı.
Berlin Duvarı’nın 1989’da yıkılması sonucu iki kutuplu dünya sona erdi. Bundan sonra yatırımlar, talebin yoğun olduğu, başta Çin ve Hindistan olmak üzere Asya bölgelerine kaydı. ABD’nin 2015 yılından sonra yeni bir teknoloji ile kaya gazından daha fazla ve düşük maliyetli olarak etan ham maddesi üretmeye başlamasıyla petrokimya yatırımları yeniden ABD’de yoğunlaşmaya başladı. Ülkede, son on yılda etan ham maddesine dayalı petrokimya yatırımları yaklaşık 15 milyon tona ulaştı.

Kullanılan ham maddeler neler?
Petrokimyasal ürünler başlangıçta yenilebilir kaynaklara dayalı olarak üretiliyordu. Ham madde olarak da şeker kamışı kullanılıyordu. İronik bir şekilde günümüzde petrokimya sektöründe yenilenebilir kaynaklara dayalı ham madde kullanımı teşvik ediliyor. Özellikle de biyo-bazlı ham madde kullanımı son yıllarda sürdürülebilirlik kapsamında yoğun ilgi görüyor. Dünyanın önde gelen petrol şirketleri arasında bulunan SOCAR da bu alandaki çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bugün, biyo-nafta kullanarak biyo-bazlı etilen, propilen, polietilen ve polipropilen üretmeyi amaçlayan çalışmalarında son aşamaya gelmiş durumda.
Petrokimya sektöründe endüstriyel üretime geçiş ham madde olarak fosil kaynaklarının kullanımı ile başladı. LPG, benzin, motorin, jet yakıtı, fuel-oil gibi yakıtlar elde etmek amacıyla ham petrolün rafinerilerde işlenmesi sonucunda üretilen nafta ürünü ise petrokimya sektörünün temel ham maddesi oldu.
Fosil kaynaklardan birisi olan doğal gazdan elde edilen metan ve etan metan gibi gazların petrokimya sanayisinde ham madde olarak yoğun bir şekilde kullanılması sektörde köklü değişikliklere yol açtı. Zengin doğal gaz kaynaklarına sahip olan Ortadoğu, körfez ülkeleri ve ABD, ham madde maliyet avantajına sahip olduğu için, petrokimya yatırımları bu bölgelerde arttı. Genellikle etan ham maddesine dayalı olan bu yatırımlar, etilen ve türev ürünlerin üretiminde yoğunlaştı.
Biraz da petrokimya sektörünün nasıl çalıştığına bakalım. Bir petrokimya kompleksi temel olarak iki ana fabrika üzerine kurulur: Etilen ve aromatikler fabrikası. Bu iki fabrikada üretilen ürünler diğer fabrikaların ham maddesini oluşturur. Bu nedenle ne kadar etilen üretim kapasitesiniz varsa o kadar petrokimyacısınız demektir. Dünyada ise yaklaşık 200 milyon ton etilen kapasitesi bulunur. Etilen fabrikasında ana ham madde olarak hafif nafta, aromatikler fabrikasında ise ağır nafta kullanılır. Naftanın diğer ham maddelere göre en önemli üstünlüğü; etilen yanında propilen, C4 ve paygas gibi değerli yan ürünlerin çıkması ve aromatikler üretiminde ham madde olarak kullanılmasıdır.
Sıvılaştırılmış petrol gazı yani LPG (Liquid Petroulm Gas), propan ve bütan gazından oluşur. Isınma, araçlarda yakıt ve petrokimya sektöründe ham madde olarak kullanılır. PETKİM de etilen fabrikasında naftanın yanında yaklaşık yüzde 20 oranında LPG’yi ham madde olarak kullanıyor. LPG’nin ham madde olarak kullanılması durumunda propilen ve C4 gibi yan ürünler daha fazla elde ediliyor.